Yazma yapıtların sahteleri kullanılan prosedürlerin anlaşılması için sergilenecek. Bu eserler sıradan kopyalar değil!
Türkiye’nin dört bir yanında ele geçirilen geçersiz tarihi yazmalar, alanında uzman akademisyenler tarafından ayrıntılı tahlillere tabi tutuluyor. Gaye, sahtecilik tekniklerini ortaya çıkarmak ve gelecek jenerasyonlar için yol gösterici bir envanter oluşturmak.
ŞAŞIRTICI TEKNİKLER
Sahte yapıtların inandırıcılığını artırmak için hayal gücünü zorlayan usuller kullanılıyor. NEÜ Sanat Tarihi Bölümü’nden Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu, sahtecilerin uydurma yapıtları gerçeğe benzetmek için her yolu denediğini vurguluyor:
-Ceylan derisi üzerine yazılmış geçersiz İnciller ve eski görünümlü parşömenler
-Kanalizasyon, toprak ve hayvan dışkısında bekletilerek eskitilen sayfalar
-Altın, gümüş süslemeler ve bedelli taşlarla bezeli ciltler
-Orijinal kapaklar içine geçersiz metinler eklenerek yapılan ustalıkla hileler
Hatta kimi düzmece eserler o kadar ihtişamlı ki, oymalı taş sandık görünümüne sahip olanları bile var.
DİJİTAL İKİZLERE DİKKAT
Uzman grup, üç boyutlu taramalar yaparak yapıtların dijital ikizlerini oluşturuyor. Boya tahlilleriyle kullanılan pigmentler ve kimyasal unsurlar inceleniyor. Tüm datalar mukayeseli envanterle kayda geçiriliyor. Bu sayede gelecekte geçersiz yapıtların tespiti çok daha kolay hale geliyor.
Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, bu değerli çalışmanın sonuçlarını bir stantla halkla paylaşacaklarını duyurdu. Şu an koleksiyonda 32 geçersiz yazma eser var ve her geçen gün yeni eserler ekleniyor.