Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Lideri Gürsel Baran, ATO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı konuk ederek, üyelerinin talep, sorun ve görüşlerinin aktarıldığı bir toplantı gerçekleştirdi.
Baran, “Bizler şu anda bir yandan enflasyonun, başka yandan da alınan önlemlerin yansıyan tesirlerini derinden hissediyoruz. Artan maliyetler işletmelerimiz üzerinde büyük yük oluşturuyor ve üyelerimiz gerek yatırım gerekse ticari hayatı yürütme noktasında finansmana erişimde ezalar yaşıyor” dedi.
Toplantının açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran şunları söyledi:
“Bizler şu anda bir yandan enflasyonun, başka yandan da alınan önlemlerin yansıyan tesirlerini derinden hissediyoruz. Artan maliyetler işletmelerimiz üzerinde büyük yük oluşturuyor ve üyelerimiz gerek yatırım gerekse ticari hayatı yürütme noktasında finansmana erişimde dertler yaşıyor. Ülkemizin enflasyonla gayret sürecinde, şirketlerimiz bin bir türlü problemle boğuşurken, elini taşın altına koyması gereken bankalarımız, tersine kredi geri çağırıyor. Bankacılık sisteminin gerçek kesimden, gerçek kesimi de bankacılık bölümünden başka düşünmek mümkün değil. Bizler bir bütünüz ve bu bütünlüğün dikkate alınmasını talep ediyor ve somut adımlar bekliyoruz.”
Baran, konuşmasında ticarette en çok kullanılan ticari kredi kartlarına uygulanan taksit sayısının da artırılması gerektiğini belirtti.
ENFLASYON MUHASEBESİNE TEPKİ
Enflasyon muhasebesi olarak bilinen enflasyon düzeltmesi konusuna da değinen Baran, çabucak her gün iş insanlarının kendisini aradığını ve enflasyon muhasebesi nedeniyle kazanmadıkları paranın vergisini ödemek durumunda kalacaklarını aktardığını söyledi. Baran, şöyle devam etti:
“Enflasyon kaynaklı fiyat yükseliş nedeniyle, işletmeler gerçekte o denli olmadığı halde kar etmiş üzere bir imaj ortaya çıktı. İşletme sattığı malı, sattığı fiyattan geri alamadı. Her satışta her süreçte öz sermayesinden tüketti. Enflasyon nedeniyle oluşan fiktif yani sanal kârlar işletmelerimizin vergi yükünü artırırken, sermayelerinin de erimesine yol açtı. Enflasyon düzeltmesinin işletmeler için farklı sonuç doğuracağı, finansmanını borçlanma ile yapan, öz kaynağı düşük işletmeler yani borçlu ve öz sermayesi zayıf işletmelerin daha çok vergi vermek zorunda kalacağı belirtiliyor. Bu durum Anayasamızdaki ‘vergi mali güce nazaran ödenir’ unsuruna muhalif ve vergi adaletini zedeleyecek bir durum. Enflasyon düzeltmesinin işletme sermayelerini güçlendirecek bir öge olacağının da farkındayız. Bu nedenle, enflasyon düzeltmesinin üç ayda bir değil yılda bir sefer olacak halde, vergisel bir sonuç doğurmadan, muhasebe süreci olarak kıymetlendirilmesi ve o denli uygulanmasını talep ediyoruz.”
FAHİŞ FİYAT TARİFİ YAPILMALI
Enflasyon ortamının, perakende dalındaki eser fiyatlamalarını da etkilediğini kaydeden ATO Başkanı Baran, sektörün varlığını sürdürmek, sermayesini eritmemek için, sattığı her eserin fabrika çıkış fiyatını takip ederek, yerine koyacağı fiyattan satmak durumunda kaldığını lakin, ilgili yönetmelikte açık ve net bir halde belirtilmemiş olan ‘fahiş fiyat’ kavramının işletmelerin stokçu ya da fahiş fiyatçı konumuna düşerek cezai müeyyideler ile karşı karşıya kalmasına neden olduğunu söyledi. Baran, yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesi için ilgili yönetmelikte fahiş fiyat ve stokçuluğun tarifinin net biçimde yapılmasının sağlanmasını istedi.
Baran konuşmasında, sonucu gerçek dalı ilgilendiren bahislerle ilgili bölüm mensuplarıyla ön istişareler yapılarak kararlar alınmasının verimlilik başta olmak üzere birçok açıdan yarar sağlayacağını tabir etti.
TASARRUF PAKETİNE TEPKİ
“Kamuda Tasarruf Paketi” ile iptal edilen servis araçları nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarına hizmet veren yaklaşık 3 bin servis aracının işsiz kalacağını, 4 bin 250’sinin de gelir kaybı yaşayacağını anlatan Baran, “Kamuda ve her alanda israfı ortadan kaldıracak düzenlemelere yürekten dayanak veriyoruz. Tasarruf ve verimlilik bizim pusulamız niteliğinde Fakat burada, servis araçlarıyla geçimini sağlayan yaklaşık 30-35 bin kişinin mağduriyeti kelam konusu. 5,8 milyon insanın yaşadığı kentimizde, servislerle taşınan kamu kurumu işçisinin, toplu taşıma yahut ferdi araç kullanımı yeni problemleri beraberinde getirecektir. Aldığı göçle birlikte nüfus artış suratı Türkiye ortalamasının üzerinde olan kentimizde trafik yoğunluğunu, akaryakıt tüketimini ve karbon salınımını da artıracak, iklim ve etraf konusunda yaşadığımız problemlere yenilerinin eklenmesi riskini ortaya çıkartacak” dedi. Baran, servis araçlarıyla mukavelelerin yenilenmemesi kararının yine kıymetlendirilmesi talebini de lisana getirdi.
Baran’ın konuşmasının ardından ATO Yönetim Kurulu ve Meclis üyelerinin tek tek kelam alarak sıkıntılarını lisana getirdiği toplantıda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a ATO’nun 68 Meslek Komitesi’ne bağlı üyelerinin görüşlerinin yer aldığı bir de belge sunuldu.