T24 Ankara
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, gelişme çağındaki bir çocuğun sağlıklı beslenebilmesinin günlük maliyetinin 110, aylık maliyetinin ise 3 bin 300 lira olduğuna dikkati çekti. Başevirgen, ”17 bin liralık taban fiyatla geçinmeye çalışan bir aile, tek çocuk için toplam gelirinin en az yüzde 20’sini yalnızca çocuğun hayvansal protein gereksinimini karşılamak için ayırması gerekiyor. Geçim kaygısındaki yurttaşlar, peynir yerine çökelek yahut yağsız lor peyniri, et yerine bakliyat ve makarna yiyerek yaşamaya çalışıyor. Çocuklarımıza bu berbatlığı yapmaya kimsenin hakkı yok. Geleceğimiz kaybediyoruz” dedi.
CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Kurulu Üyesi Bekir Başevirgen, gelişme çağındaki çocukların sağlıklı beslenebilme maliyetlerini hesapladı. Gerekli besinleri tüketemeyen, sıhhatsiz bir kuşağın yetiştiğini belirten Başevirgen, bahse ait yazılı açıklama yaptı.
Başevirgen, vatandaşlar tarafından ”ucuz” olarak bilinen marketlerde bile bir litre sütün fiyatının 30 lira, tam yağlı inek peynirin kilosunun ortalama 335 lira, tane yumurtanın ise 5 liraya çıktığını söyledi. Dana etinin marketlerdeki ortalama fiyatının ise 500 lirayı bulduğunu belirten Başevirgen, ”Türk-İş’in açıkladığı bilgilere nazaran açlık hududu Eylül ayında 19 bin 830 liraya yükseldi. Minimum fiyatla açlık hududu ortasındaki makas 2 bin 800 liraya kadar yükseldi. Oluşan bu fiyatlarla yurttaşların alım gücünü karşılaştırdığımızda, halkımızın süt içmeyi, peynir, yumurta ve et yemeyi unuttuğunu görüyoruz. Yetişkin bireylerin yeteri kadar et ve süt eserlerini tüketememesi elbette bir sorun. Lakin asıl değerli tehlike çocuklarımızın bunlardan yoksun kalması” diye konuştu.
”Asgari fiyatla çalışan biri, çocuklarını bir halde doyursa da aslında sağlıklı besleyemiyor”
Büyüme devrinde olan çocuklar için protein ve kalsiyum gereksiniminin değerine dikkati çeken Başevirgen, “Özellikle okul çağı ve öncesi çocukların protein ve kalsiyum muhtaçlığının karşılanabilmesi için süt ve süt eserleri ile et tüketimi çok değerli. 7 yaşındaki bir çocuğun sağlıklı beslenebilmesi için günlük 30 gram proteine gereksinimi var. Bunu için de günlük en az 400 ml süt, 60 gram peynir, 1 adet yumurta ve 50 gram et tüketmek zorunda. Lakin bu hayvansal proteinler için yapılacak harcama, ailenin kendisi hiç tüketmese dahi günlük 110, aylık ise 3 bin 300 lirayı buluyor. Şayet ailenin gelişme çağında 2 çocuğu varsa aylık minimum harcama 6 bin 600 liraya çıkıyor. Yani günümüz koşullarında minimum fiyatla çalışan biri, çocuklarını bir biçimde doyursa da aslında sağlıklı besleyemiyor” sözlerini kullandı.
”Beslenemeyen bir öğrencinin dersi kavraması ve algılaması da güçleşiyor”
Okullardaki kantin fiyatlarının da öğrencileri ve ailelerini ekonomik olarak sıkıntı duruma soktuğunu tabir eden Başevirgen, “Bu yıl orta artırım alamayan milyonlarca çalışan açlık ve yoksulluk hududunda hayat çabası verirken, öğrencilerin temel beslenme için okul kantininden yapacakları harcamalar da katlandı. Konutta sağlıklı beslenemeyen çocukların okul kantinlerinde de gerçek manada beslenebilmesi imkansız. Ailelerin, hiçbir besin pahası olmayan kuru tost ve ayran için bile günlük 100-150 liraya yakın bir fiyatı gözden çıkarması gerekiyor. Beslenemeyen bir öğrencinin dersi kavraması ve algılaması da güçleşiyor. Okullarda bir öğün fiyatsız yemek uygulamasını maliyet yükü olarak gören iktidar yüzünden tekrar olan çocuklarımıza oluyor” dedi.
”Çocuklarımıza bu berbatlığı yapmaya kimsenin hakkı yok”
17 bin liralık taban fiyatla geçinmeye çalışan bir ailenin tek çocuk için toplam gelirinin en az yüzde 20’sini yalnızca çocuğun hayvansal protein gereksinimi için ayırması gerektiğini söyleyen Bekir Başevirgen, ”Çocuk sayısı arttıkça sağlıklı beslenme için ayrılması gereken meblağ da o istikamette artıyor. Barınma, ısınma, elektrik, su, ulaşım ve başka masraflar derken minimum fiyatla geçinen ailelerin çocuklarına bu türlü bir bütçe ayırması mümkün değil. Geçim sıkıntısındaki yurttaşlar, peynir yerine çökelek yahut yağsız lor peyniri, et yerine bakliyat ve makarna yiyerek yaşamaya çalışıyor. Çocuklarımıza bu berbatlığı yapmaya kimsenin hakkı yok. Geleceğimiz kaybediyoruz” açıklamasını yaptı.
|
‘Gecenin Kıyısı’nda taraf tutmanın anlamsızlığı üzerine bir hikâye
|
